istanbul metrosundan nefret ediyorum,

ve filtre kahveden. 
ve kırmızı(msı) bütün giysilerimden. 

pazar günleri ardarda 2 film birden seyretmekten 
nefret ediyorum,
ve
pizzacılar dahil trafikte gördüğüm
bütün motorsikletlilerden. 

seni bana anımsatan bedenimden, 
ve 
hala seni özlediğini sanan 
salak yüreğimden nefret ediyorum. 

ama hiçbir nefretimin dozu seni unutmama 
ya da 
yeniden özlememe engel olamıyor... 

çocukça mı geliyor sevgilim? 
senin yaptığından daha öte değil inan ki...

O kadar çok sevdim ki, önce elimde, sonra içimde patladı.


Crow by ~raitkook on deviantART

Bir kadın kendisini artık sevmeyen bir erkeğin karşısında ne kadar alçalabilir?
Nasıl terk edilmemek için bu kadar yalvarır?
Hangi sevginin gücü buna yeter ki?
Nasıl bu kadar zavallı ve acınası olabiliyorum her seferinde?
Neden bıçaklar dürtüyor bedenimin dört yanını? Nasıl bu kadar çok ve şiddetli kanayabiliyorum?

tek denemede intiharı başarılı kılan yöntemler için, benim gibi insanlara gerçekten ehliyet verilmemeli. beyni patlamak o kadar kolay ve cezbedici ki karşıdan, kafama sıktığım anın hayalinin verdiği zevki size anlatamam. arsenik, çamaşır suyu, fare zehri falan içmeye kalksam, vaktinde müdahale ile gene bir kurtulma ihtimali var. damdan atlasam, gene kurtulur sakat kalırım. öyle bir kedi şansı var ben de. bana kesin çözümler lazım, kendim bile "dur yaa ne yapıyorum ben?" diye düşünmeye zaman bulamamalıyım. 112 aramak işten bile olmamalı. o kadar zamanım olmamalı. daha evvel kurtuldum kaç kere. yaşanmış hikayeden uyarlıyorum bunları.

işte tam da bu nedenler yüzünden bu bedende acı çekmeye, kendimden muzdarip takılmalara devam ediyorum.
.
.
.

27 yaşındayım henüz. ve içimde bir erkeği sevebilecek her şeyi tükettim. tükettiniz.
bundan sonra kaderinde benim sevgilim olacak bütün adamlardan, şimdiden özür dilerim.
her birinizin adresini ve telefonunu onlara vereceğim, sizden de şimdiden özür dilerim sevgili eski sevgililerim...

acıyı paketlemek...

suffer < pain < grief < agony > grief > pain > suffer



Agony by ~Delun on deviantART


En sert kahveyi içtim. Bi halt olmadı.
En sert denilen cigaradan üst üste bi kaç tane sardım. Hafif nefesim kesildi merdiven çıkarken, o kadar.
En ucuz votkaları devirdim arka arkaya, gene de ayıldım birkaç saat sonrasında.

Ellerimi yaraladım, kanamış. Fark etmedim bile.
Bazı kadınların ciyak ciyak bağırdığı bir operasyona gittim; acı eşiğiniz çok yüksek dedi görevli kadın.

Sen gel de onu bana sor.

"gocun, gocuk, gocunmak, gocunuk."

Bi'tutam bundan dilemeye bile hakkım oysa ki. Benim acıya dair duygularım bencillik ile eş anlamlı bu günlerde. Benim bıçak yarısı harici bütün duygularım, kamuflaj bugünlerde....

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Best for Firefox, Opera&Maxthon @ 1280x720 :: Ocak 2008'den beri gelen giden: :: © 2007 - Eternity 9Kare.Net Yazı İşleri Ürünüdür :: iletişim::